Online Ödeme

YAYINLARIMIZ

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu İle Getirilen Değişiklikler Ve İş Davalarında Arabuluculuk

İş Hukuku yargılamasında radikal değişiklikler içeren 7036 Sayılı yeni İş Mahkemeleri Kanunu 25.10.2017 tarihinde Resmi Gazete’ de yayınlanarak kısmen yürürlüğe girmiştir.

Özellikle bir takım iş davalarında, davadan arabuluculuk kurumuna müracaat etmenin dava şartı olması başta olmak üzere 4857 sayılı İş Kanunu ve yürürlükteki iş hukuku mevzuatında köklü değişiklilerle, uygulamaya yönelik ezber bozan yenilikler gündeme gelmiştir.

Yeni 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile Gelen Değişiklikler” konusunda hazırladığımız bu çalışmamızda, 12.10.2017 tarihli 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun getirdiği yenilikler ve genel bir çerçeve ile uygulamaya nasıl etki edeceği ele alınmıştır.

Uygulamaya yönelik önemli değişiklikler şunlardır ;

  • 01.01.2018 tarihinden itibaren, her türlü işçilik alacağı ( örneğin, işçi fazla çalışma ücreti alacağı, işveren ihbar tazminatı alacağı vb.) ve tazminat istemlerinin yanında, işe iade taleplerinde öncesinde arabulucuya başvuru yapılmaksızın dava açılamayacaktır.
  • İşe iade davaları sonucu yerel mahkeme kararları Yargıtay denetiminden çıkartılmıştır.
  • Boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı hesabına esas alınacak ücret miktarı işçinin emsal ücreti değil, dava tarihindeki ücreti olacaktır.
  • İş sözleşmeleri fiilen sona eren işçiler Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri nezdinde şikâyette bulunamayacak, haklarını arabulucu ve sonrasında mahkeme nezdinde arayacaktır. Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerinin inceleme yetkisi bundan böyle yalnızca iş sözleşmesi devam eden işçiler ile sınırlıdır.
  • İş mahkemelerinin görev alanı genişletilerek, öncesinde başka mahkemelerce yapılan birçok inceleme iş mahkemesinin görev alanına dâhil edilmiştir.
  • İşçilik alacaklarından; kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, kötüniyet tazminatı, eşit işlem ilkesine aykırılıktan doğan tazminat talepleri ve yıllık izin ücretinden kaynaklanan talepler daha evvel 10 yıllık zamanaşımına tabi iken, yapılan değişiklik ile tüm alacak ve tazminat taleplerine ilişkin zamanaşımı süresinde yeknesaklık sağlanarak tamamı 5 yıla indirilmiştir.
  • Başta işe iade davası olmak üzere, birçok dava için Yargıtay temyiz yolu kapatılmış, üst mahkeme sıfatıyla karar veren İstinaf Mahkemelerinin kararının kesin olacağı düzenlenmiştir.

1 – Dava şartı olarak ‘’Arabulucuya Müracaat’’ şartı getirilmiştir : 

7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanunu ile  en büyük değişiklik, işçi veya işveren alacağı ve tazminat ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvurunun dava şartı haline getirilmesidir. Bu düzenleme ile 5521 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununda mahkemenin ilk oturumda tarafları sulha teşvik etmesi ve  uzlaşamamaları halinde ise  yargılamaya devam edilmesi usulü kaldırılmıştır. Yeni kabul edilen kanunun ilgili 3. maddesine göre:

‘’Kanuna veya iş sözleşmelerine dayanan işçi ve işveren alacağı ve tazminatı ile işe iade talebiyle açılan davalarda arabulucuya başvurulmuş olması dava şartıdır’’

Yeni kanunda arabulucuya başvuru işçilik alacakları ve işe iade davalarında dava şartı olup, iş kazası veya meslek hastalığından kaynaklanan maddi manevi tazminat ve bunlara ilişkin tespit, itiraz ve rücu davaları hakkında ise arabulucuya başvurma zorunluluğu bulunmamaktadır.

Arabuluculuğa başvurmaya elverişli davalarda, arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmasıyla, üzerinde anlaşılan hususlar hakkında taraflarca dava açılamaz. Arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşma sağlanarak uyuşmazlığın daha barışçıl yollarla çözümü mümkün olabileceği gibi, anlaşma sağlanamaması da pek tabii mümkündür.

Arabuluculuk faaliyeti neticesinde anlaşmaya varılamaması halinde, yine kanunda öngörülen süre ve usul ile iş mahkemelerinde dava açılabilecektir. Bu halde davacı arabuluculuk faaliyeti sonunda anlaşmaya varılmadığına ilişkin son tutanağın aslını veya arabulucu tarafından onaylanmış bir örneğini dava dilekçesine eklemek zorundadır. Bu husus yeni sistem bakımından son derece önemli olup,  zorunluluğa uyulmaması durumunda, mahkemece davacıya bir haftalık kesin süre verilir. Bir hafta sürenin sonunda tutanak hala sunulmazsa dava derhal usulden reddedilecektir.

Arabuluculuk başvurusu, aynı iş davalarında olduğu gibi, davalının yerleşim yerindeki veya işin yapıldığı yerdeki arabuluculuk bürolarına yapılacaktır. 7036 Sayılı İş Mahkemeleri Kanununda arabuluculuk başvuruları için öngörülen süreç  kısa tutulmuş olup, kural olarak 3 hafta içerisinde nihayete erdirilmekle birlikte, zorunlu hallerde 1 hafta daha uzatılabilecektir.

Yapılacak ilk uzlaşma görüşmesine taraflardan birinin geçerli bir mazeret sunmaksızın katılmaması sebebiyle arabuluculuk faaliyetinin sona ermesi durumunda, görüşmeye katılmayan taraf akabinde görülecek davada haklı bulunsa dahi, yapılan masrafların tamamından sorumlu olacaktır.

Uygulama bakımından taraflara ilişkin bir diğer önemli husus ise, asıl işveren ile birlikte alt işverenlerin de bulunması halinde işe iade talebi mevcut ise yapılacak arabuluculuk görüşmelerinde tüm işverenlerin hazır bulunmasının zorunlu olmasıdır.

Tarafların arabulucu nezdinde uzlaşması halinde aksi kararlaştırılmamışsa arabuluculuk ücreti eşit olarak karşılanır. Uzlaşmanın sağlanamaması halinde arabuluculuk ücreti yargılama giderlerinden sayılır ve buna göre taraflarca karşılanır.

Arabuluculuk görüşmelerine başvuru zorunluluğu yalnızca İş Kanununa tabi işçiler bakımından değil, aynı zamanda Basın Mesleğinde Çalışanlarla Çalıştırılanlar Arasındaki Münasebetlerin Tanzimi Hakkında Kanunla düzenlenen gazeteciler ile Deniz İş Kanununda düzenlenen gemi adamları için de getirilmiştir.

Son olarak arabuluculuk belgeleri, gerekli ve yeterli imzaları taşıması halinde icra edilebilirlik şerhi aranmaksızın mahkeme ilamı niteliğinde belge sayılacak ve icra takibine konu edilebilecektir.

2 – İşe İade davaları için öngörülen yeni dava sistemi : 

7036 Sayılı Kanun işe iade davalarına ilişkin yargılama sürecinde de önemli bir takım değişiklikler getirmektedir. Nitekim ilgili kanunun 11. maddesi kapsamında gelen düzenleme ile işe iade talebiyle dava açmak isteyen işçi, fesih bildiriminin tebliğ tarihinden itibaren 1 ay içinde arabulucuya başvurmak zorundadır. Dolayısı ile işe iade davası açmak için işçiye tanınan hak düşürücü süre, artık arabulucuya başvuru için tanınmaktadır. Arabuluculuk faaliyetleri sonunda anlaşmaya varılamaması halinde, son tutanağın düzenlenme tarihinden itibaren, iki hafta içinde yetkili iş mahkemesinde dava açılabilecektir.

Yeni kanun ile birlikte işe iade davalarında kanun yoluna ilişkin olarak da önemli bir değişiklik yapılarak, işe iade davaları sonucunda verilen yerel mahkeme kararları Yargıtay denetiminden çıkartılmıştır. Diğer bir ifade ile, yerel mahkeme kararının istinaf edilmesi neticesinde Bölge Adliye Mahkemesi’nin kararı kesin hüküm sonucu doğuracaktır.

3 – İşe İade Davalarının Mali Hükümleri :

Yeni kanun ile öncesinde boşta geçen süre ücreti ve iş güvencesi tazminatı hesabına esas alınacak ücret miktarının belirlenmesi hususundaki karışıklığa son verilerek, bu kalemlere ilişkin olarak işçinin dava tarihindeki ücretinin esas alınarak alacak miktarına hükmedileceği düzenlenmiştir.

4 – İş Hukukundan kaynaklanan tüm zamanaşımı süreleri yeniden düzenlenmiştir :

Öte yandan, yeni kanunu ile iş sözleşmelerinden kaynaklanan tüm alacak ve tazminat talepleri için 5 yıllık zamanaşımı süresi getirilmiş olup, 4857 sayılı İş Kanunundan kaynaklanan zamanaşımı süreleri arasındaki farklılıklar giderilmiştir. Nitekim öncesinde kıdem, İhbar, kötüniyet tazminatı, eşit işlem ilkesine aykırılıktan doğan tazminat talepleri ve yıllık izin ücretinden kaynaklanan talepler 10 yıllık zamanaşımına tabi iken, yapılan değişiklik ile tüm alacak ve tazminat taleplerine ilişkin zamanaşımı süresinde yeknesaklık sağlanarak 5 yıla indirgenmiştir.

5 – İş Mahkemelerinin Görev Alanındaki Değişiklikler :

7036 Sayılı Kanun ile öncesinde genel mahkemelerde görülen bir takım davalar iş mahkemesinin görev alanı genişletilerek bu kapsama dahil edilmiştir. Yeni düzenleme ile;

  • 5953 sayılı kanuna tabi gazetecilerin hizmet akdinden kaynaklanan davaları,
  • 854 sayılı kanuna tabi gemi adamlarının hizmet akdinden kaynaklanan davaları,
  • 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununa tabi olarak hizmet sözleşmesi ile çalışan işçiler ve bu kanuna tabi işveren veya işveren vekilleri arasında iş ilişkisi nedeniyle sözleşmeden veya kanundan doğan her türlü hukuk uyuşmazlıklarından kaynaklanan davalar,
  • İdari para cezalarına itirazlar,
  • Kanun ile belirlenmiş bir takım istisnalar hariç olmak üzere, Sosyal güvenlik Kurumu veya Türkiye İş Kurumunun taraf olduğu iş ve sosyal güvenlik mevzusundan kaynaklanan uyuşmazlıklardan kaynaklanan davalar,
  • Diğer kanunlarda iş mahkemelerinin görevli olduğu belirtilen uyuşmazlıklara ilişkin dava ve işler,
  • Kamu İktisadi Teşebbüs ve bağlı ortaklıklarda toplu iş sözleşmesi kapsamı dışında çalışan personel ile çalıştıkları işveren arasında sözleşmeden veya kanundan doğan uyuşmazlıklara ilişkin davalar,

iş mahkemelerinde görülecektir.

6 – Temyiz Edilemeyen Kararlar:

Yeni 7036 sayılı kanun ile, iş kanunu ve ilgili bir takım mevzuattan kaynaklanan uyuşmazlıklara ilişkin Yargıtay nezdinde kanun yolu denetimi kapatılmış olup, bu hususlarda İstinaf mahkemelerinin vereceği kararların kesin ve nihai olduğu kabul edilmiştirBahsi geçen davalar şöyledir;

  • 4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesi uyarınca açılan işe iade davalarında verilen kararlar,
  • İşveren tarafından toplu iş sözleşmesi veya işyeri düzenlemeleri uyarınca işçiye verilen disiplin cezalarının iptali için açılan davalarda verilen kararlar,
  • 18/10/2012 tarihli ve 6356 sayılı Sendikalar ve Toplu İş Sözleşmesi Kanununun;

1)    İşyeri sendika temsilcilerinin iş akdinin feshine ilişkin davalar,

2)    İşletme Toplu İş Sözleşmesinin var olduğu hallerde işyerinin niteliğine ilişkin uyuşmazlıklardan doğan davalar,

3)    Toplu İş Sözleşmesi yorum davaları,

4)    Grev ya da lokavtın kanuniliğinin tespitine ilişkin davalar,

25/6/2001 tarihli ve 4688 sayılı Kamu Görevlileri Sendikaları ve Toplu Sözleşme Kanununun;

1)   Usule aykırı Sendika Genel Kurullarına ilişkin açılacak davalar,

2)   Sendika üyeliğinin reddine ilişkin itiraz davaları,

neticesinde yerel mahkemenin vereceği kararlara karşı temyiz yoluna başvurulamaz.

7 – Uygulamaya ilişkin Düzenlemeler

Her ne kadar 7036 sayılı kanun 25.10.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayınlanarak yürürlüğe girmiş olsa da, yukarıda ayrıntılı olarak açıklandığı üzere, söz konusu değişikliklerin uygulamada nasıl vücut bulacağı henüz netleştirilmiş değildir. Bu nedenle sistemin, gerek doktrin gerekse uygulayıcı adli makamlar tarafından tanınması, yeni sistem ile getirilen müesseselerin oluşumunun tamamlanması ve en çok da hak kayıplarının meydana gelmemesi bakımından kanunun çeşitli maddelerinin uygulanmasına yönelik bir takım tarih aralıkları belirlenmiştir;

7.1. 7036 sayılı kanun ile getirilen radikal değişikliklerin yürürlüğe girdiği (Resmi Gazetede yayımlandığı) tarihten önce açılmış olan davalar, açıldıkları mahkemelerde görülmeye devam edecektir.

7.2. Dava şartı olarak aranan arabuluculuğa ilişkin hükümler, bu hükümlerin yürürlüğe girdiği tarih itibariyle (01.01.2018) uygulanacak olup, hali hazırda ilk Derece Mahkemeleri, Bölge İstinaf Mahkemeleri ile Yargıtay’da görülmekte olan davalar hakkında uygulanmayacaktır.

7.3. Daha önceki mevzuatta başka mahkemelerin görev alanına giren ve hali hazırda derdest olan dava ve işler, 7036 sayılı kanunla iş mahkemelerinin görev alanına dahil edilmiş olsa dahi, iş mahkemelerine devredilmeyip; kesinleşinceye kadar ilgili mahkemeler tarafından yürütülmeye devam edilecektir.

7.4. İlk derece mahkemeleri tarafından 7036 sayılı kanunun yürürlüğe girdiği tarihten önce verilen kararlar, karar tarihindeki kanun yoluna ilişkin hükümlere tabidir.

7.5. 7036 sayılı kanunun işçilik alacaklarına ilişkin taleplerin 5 yıllık zamanaşımına tabi olduğuna ilişkin düzenlemesi, bu düzenlemenin yürürlük tarihinden sonra sona eren iş sözleşmelerinden kaynaklanan alacak ve tazminatlar hakkında uygulanacaktır. Yıllık izin ücreti ve tazminatlar için söz konusu düzenlemenin yürürlüğe girdiği tarihten önce işlemeye başlamış bulunan zamanaşımı süreleri, değişiklikten önceki hükümlere tabi olmaya devam edecektir. Ancak, zamanaşımı süresinin dolmamış kısmı 5 yıldan uzun ise, 5 yılın geçmesiyle zamanaşımı süresi dolmuş kabul edilecektir.

7.6- Evvelce halk arasında işçi şikayeti olarak tabir edilen incelemelerden, “iş sözleşmesi fiilen sona eren işçilerin” şikayetlerine ilişkin Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlükleri personelinin yaptıkları inceleme usulü kaldırılmıştır. Böylece iş sözleşmesi sona eren işçilerin alacak ve şikayet taleplerini Çalışma ve İş Kurumu kanalıyla talep etmesi engellenmiş, bu kişiler arabuluculuğa sevk edilmiş, Çalışma ve İş Kurumu İl Müdürlüklerince yürütülecek işçi şikayetleri ise yalnızca fiilen iş akdi devam eden işçiler ile sınırlanmıştır.

7. 7– Yukarıda ayrıca yürürlük tarihi belirtilen maddeler hariç, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanununun tüm maddelerinin yürürlük tarihi, kanunun Resmi Gazetede yayım tarihi olan 25.10.2017’dir.

Sonuç olarak ; aktarıldığı üzere, İş Hukuku uygulaması açısından son derece radikal ve önemli değişiklikler içeren İş Mahkemeleri Kanunu, bazı maddeleri ileride yürülüğe girecek olsa da,  resmi gazetede yayınlanarak resmen hayatmıza girmiştir.  Tarafımızca 7036 sayılı kanun ile getirilen değişikliklerin genel çerçevesi ve uygulamaya etkisi irdelenmiştir, ancak söz konusu yeniliklere ilişkin özel düzenlemeler yayınlandıkça ve yürürlüğe konulacak yönetmelik, tebliğ ve benzeri özel düzenlemeler ile uygulama daha da netleştirilecektir.

Av. Itır KAVASOĞLU – Av. Eda KIRKPINAR

K&P Legal Hukuk Bürosu

 

Diğer Makaleler

Emojiler Hukuku

Dünya üzerinde sosyal medya kullanıcı sayısı çok büyük sayılara ulaşmış durumda. Üstelik, hayat artık hepimiz için çok hızlı akıyor. Anlık yazışmalar, kısa ve anlık bildirimlerde

error: